Sporcu Site

Antrenman Bağımlılığı

ANTRENMANSIZ YAŞAYAMAM BEN


Egzersiz yapan çoğu erkek için antrenman bağımlılığı söz konusu olup, durum çabuk fark edilmez ise çeşitli sorunlara yol açabilir.

VKV Amerikan Hastanesi’nden Psikiyatr Aslı Akkan ve Hillside City Club Spor Müdürü Serhat Sidal, antrenman bağımlılığının kaynağını, bağımlılığı tetikleyen durumları ve bu durumdan kurtulmak için yapılabilecekleri anlatıyor.

Büyük şehir hayatının koşuşturması içinde kişi kendine zaman ayırıp, hem fiziksel hem ruhsal sağlığı için spor yapmalıdır. Ancak her şeyde olduğu gibi sporun da dozu kaçırılmamalı ve aşırıya gidilmemelidir. Aksi takdirde yarar için yapılan spor, size zarar veren bir bağımlılık haline dönüşebilir.

Hillside City Club Spor Müdürü Sidal, hareketsiz veya antrenmansız kalındığında aynen bir bağımlının alkol veya uyuşturucu bulamadığında yaşadığı gibi huzursuzluk ve bunalım türünde duygular hissedebileceğini belirterek şunları söylüyor: “Hareket temel olarak, insanlığın ilk çağlarında avlanmak ve savaşmak gibi yaşamın devamı ve hayatta kalabilmek için yapılan itme, çekme, kaçma, kovalama, fırlatma, yakalama ve tırmanma gibi zorunlu olan davranışlar ile ortaya çıkmıştır. Bu hareketler, aslında günümüzün modern fitness hareketleri ile paralellik gösterir. Antrenman bağımlılığı da insan neslinin devamı için tarihin başlangıcından beri oluşan genetik bir süreçtir. Asıl bağımlılık ise seratonin, endorfin ve testesteron hormonlarının sebep olduğu duygulara yöneliktir. Çünkü harcanan eforun sonunda bu hormonlar açığa çıkar. Bu hormonların açığa çıkması da kişinin kendisini çok iyi hissetmesine neden olur. Bu durum çok iyi gibi görünse de her şeyde olduğu gibi bu hormonların fazla salınımı zarar verir. Aşırı yüklemeler ve vücudu dinlendirmemek, sürantrene durumunu yaratır ki bu da beraberinde pisikolojik bozukluklar ile fiziksel sakatlanmaları getirir. Eğer bu oluşum gerçekleşmemiş olsaydı, yani insanlar tarihin başlangıcından beri daha az hareketli olsalardı, büyük bir ihtimalle insan nesli de zaten ortadan kalkmış olurdu. Yaşadığımız yüzyılda hayatta kalabilmek için avlanmak ya da savaşmak zorunda değiliz; ancak kaliteli bir yaşam için bilinçli ve kişiye özel antenmanlar yapıp; ömür boyu egzersiz felsefesi ile yaşamalıyız.”

Bağımlılığın fizyolojik ve psikolojik sebepleri
Psikiyatr Akkan, antrenman bağımlılığının da tıpkı sigara, alkol… vb. diğer bağımlılıklarda olduğu gibi kişide hem fizyolojik hem de psiko-sosyal etkiler doğurabileceğini söylüyor. Uzmanımız antrenman bağımlılığının nedenlerini şöyle açıklıyor: “Fizyolojik açıdan, spor yapan kişiler, vücudun ürettiği hormonlara alışıp tıpkı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi o hormon düzeylerini vücutta tutmak ister. Kişinin vücudu, aynı tatmin düzeyi için o hormonun daha çok ve daha düzenli sağlanmasına ihtiyaç duyar. Bu da kişiyi sürekli ve git gide daha artan düzeyde spor yapmaya sürükler. Antrenman bağımlılığının psiko-sosyal nedeni ise genellikle yeme bozukluklarına (anorexia nervosa ve bulimia nervosa) neden olan, kişinin kendiyle barışık olmayışı hatta bunun kimi zaman kişilik bozukluğu düzeyinde oluşudur. Bu kişiler ne kadar çok spor yaparlarsa yapsınlar, asla ‘ideal’ kilolarına, ölçülerine veya görüntülerine sahip olamazlar. Bu şekilde devam ettikçe hormonal denge de psikolojik denge kadar etkilenir ve daha fazla spor kaçınılmaz hale gelir.”

Antrenmanlar, her şeyin üstündeyse…
Aşırı düzeyde, hatta bağımlılık derecesinde yapılan antrenmanın zararları, sadece kasların aşırı yorulması, sakatlıklar vb. bedensel değildir. Kişinin kendi vücuduyla ilgili olarak çarpıtılmış fikirlere sahip olması ve kendileri hakkında olumsuz düşünceleri, kendisini depresyona kadar götürebilir. Bu bağımlılık yüzünden kişinin sosyal hayatı da zarar görebilir. Bir süre sonra bu kişilerin tek sosyal yaşantıları spor olur. Arkadaşlarıyla, eşleri dostlarıyla yenecek bir yemek ya da gidilecek sosyal bir ortamın yerini, çoğu zaman spor salonu alacaktır ya da spor yapılabilecek herhangi bir yer. Bu kişilerin yaşam tarzları tamamen spor antrenmanlarına göre düzenlendiği için sosyal açıdan izolasyona varacak düzeyde sıkıntılı durumlarla karşılaşmaları olasıdır.

Mücadele de antrenmanlar kadar zor olabilir!
Her türlü bağımlılıkla mücadelede olduğu gibi antrenman bağımlılığıyla mücadelede de en önemli unsur kişinin farkındalığıdır. Farkındalık, bireyin kendini neden bu kadar egzersiz yaptığıyla ilgili sorgulamasıyla başlar. Kişi bu sırada belli ölçülerde de olsa düşünce yapısındaki değişimleri görmeye başlar. Yavaş yavaş spora ayırdığı zamanı biraz daha azaltır ve bu zamanları başka aktivitelere ayırır, hatta kendisini buna zorlar. Her bağımlılık tedavisi sırasında yaşandığı gibi kişi ilk başta huzursuzluk, gerginlik, sıkıntı… gibi yoksunluk semptomları gösterebilir. Ancak bu hormonal dengenin oturmasıyla azalacak ve zamanla tamamen kaybolacaktır. Farkındalık geliştirmekte zorlanan ve yeni düzen kurmaya niyetlenmeyen ‘antrenman bağımlılarının’ ise daha köklü psikolojik yakınmalarının olması beklenir. Böyle bir durumda ise uzmana danışılmalıdır.

Hafife almayın!
Antrenman bağımlılığı hafife alınacak bir şey değildir. Depresyon ve şizofreni gibi akıl rahatsızlıkları kadar ciddi görünmeyebilir ama bir erkeğin yaşamında bu rahatsızlıklar kadar yıkıcı olabilir. Eğer bu durumun devam etmesine izin verilirse, ilaç kullanmanın da gerekeceği psikolojik rahatsızlıklara sebep olabilir. En iyisi, bu durumu kontrolden çıkmadan önce durdurup gelecekte tekrar nüksetmemesi için egzersiz alışkanlıklarınıza dikkat etmenizdir.



Bu belirtiler var ise uzmana danışın!

• Antrenman için karşı cinsle randevuları geri çeviriyorsanız
• Fazla yemek yemenin idmanının ilerlemesine engel olacağı korkusuyla, bazı sosyal ortamların içerisine girmekten kaçınıyorsanız
• Sosyal izolasyon içerisine giriyorsanız
• Günlük antrenmanınızı tamamlayamadığınızda genel bir değersizlik hissi yaşıyorsanız
• Kendine sadece egzersiz yaptıktan sonra yeme izni veriyorsanız
• Depresyon halindeyseniz
• Önceden hoşlandığınız etkinliklere katılmakta isteğiniz azaldıysa
• Gün içinde egzersiz süresini uzatıyorsanız
• Bir antrenmanı kaçırdığınızda kaygı hissediyorsanız
• Günlük olayları antrenmanlarınıza göre planlıyorsanız
• Yaralanma sebebiyle bir antrenmanı kaçırmaktan korkuyorsanız
* Kasların yeterince hacimli olmadığını düşünme

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınız Bizim İçin Değerlidir